Louie Schwartzberg: Polen taşımanın gizli kalmış güzelliği

Burada TED’de olmak harika. Biliyorsunuz, sanırım kafamdan geçen bazı sunumlar olabilir, ama en muhteşem kavramlar tam ayağımın altından geçenler. Hayattaki küçük şeyler, bazen unuttuklarımız, mesela tozlaşma, gayet doğal karşıladığımız. Ve polen taşıyıcılar – arılar, yarasalar, sinekkuşları, kelebekler – hakkındaki hikayeyi 50 milyon yılı aşkın bir zamandır nasıl birlikte evrimleştiklerini anlatmadan anlatmayı başaramazsınız.

35 yılı aşkın bir zamandır çiçekleri hızlandırılmış şekilde, günde 24 saat, haftanın yedi günü filme çekiyorum. Onların hareket edişini izlemek asla yorulmayacağım bir dans gibi. Beni hayrete sürüklüyor ve kalbimi açıyor. Güzellik ve baştan çıkarma, inanıyorum ki, doğanın hayatta kalma aracı, çünkü aşık olduğumuz şeyi koruyacağız. Onların ilişkisi Dünyayı besleyen bir aşk hikayesi. Bize doğanın bir parçası olduğumuzu ve ondan ayrı olmadığımızı hatırlatıyor.

Arıların kaybolduğunu duyduğumda, Koloni Çöküş Sendromunu, bu beni harekete geçmeye zorladı. Yediğimiz meyve ve sebzelerin üçte birinden fazlası için tozlaşmaya ihtiyaç duyarız. Ve birçok bilim insanı bunun insanın yüz yüze kaldığı en ciddi sorun olduğuna inanıyor. Bu madendeki kanarya gibi. Eğer yok olurlarsa, biz de yok oluruz. Bizim doğanın bir parçası olduğumuzu ve ona özen göstermemiz gerektiğini hatırlatıyor.

Onların davranışlarını filme çekmemi sağlayan bilimsel danışmanlarıma sorduğum bir şey şuydu: Polen taşıyıcılarını ne harekete geçirir? Cevapları şu oldu; “Tamamen risk ve ödülle ilgili.” Gözleri faltaşı gibi açık bir çocuk gibi, ‘Neden böyle?” diye sordum. Ve “Çünkü onlar yaşamlarını sürdürmek istiyorlar.” dediler. Ben de “Neden?” dedim, “Çoğalabilmek için.” “Peki ama neden?” Ve muhtemelen “Peki, tamamen seksle ilgili.” diyeceklerini sandım. Ve Chip Taylor, bizim kral kelebeği uzmanımız, cevap verdi. “Hiçbir şey sonsuza dek sürmez. Evrendeki her şey tükenir gider.”

Ve bu beynimi uçurdu. Çünkü fark ettim ki, doğa yaşamın devamını sağlayabilmek için üremeyi bir mekanizma olarak icat etmişti, tam içimizden geçen ve bizi hayatın evriminde bir halka yapan bir yaşam gücü olarak. Çıplak gözle nadiren görülebilen, hayvan dünyası ve bitki dünyası arasında görülen bu kesişim, gerçek anlamda mucize bir an. Yaşamın kendine yeniden, tekrar ve tekrar hayat verdiği mistik bir an.

Burada filmimden biraz nektar (abıhayat) görüyorsunuz. Umarım içer, cıvıldar ve dost bir bahçe tozlaştırmak için biraz tohum ekersiniz. Ve her zaman çiçekleri koklamak Ve sizi güzellikleriyle doldurmalarına izin vermek ve bu harika hissi yeniden keşfetmek için zaman ayırın. İşte filmimden bazı kareler.

Beğendiniz mi? Paylaşın!

 

Yorum yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir